Blur'den tanıdığımız Damon Albarn Gorillaz'daki katılımından sonra The Good, The Bad and The Queen'e pike yapıyor, bu ekibe Verve eski üyesi Simon Tong ve The Clash'ten bildiğimiz bassist Paul Simonon katılıyor ve grubun kendi adını taşıyan albümü çıkıyor. Ordan burdan toplama insanlardan genelde Spice Girls gibi grupların oluşmasını beklerken böyle yetenekli insanlar hammadde olunca gerçekten hoş bir sonuç ortaya çıkıyor.
Albümün çıkış tarihinden oldukça uzun süre sonra indirip dinlemeye başladım şarkılarını, çünkü maalesef Pitchfork, Damon Albarn beyi yerden yere vurmuş, "Heryere pike yapınca tutmuyor bu işler evlat" gibi uyarılarda bulunmuş. Haliyle bir önyargı oluştu, ama sizde oluşmasın diye yazıyorum bu satırları, gerçekten uzun zamandır aradığım tıngırtıları sağlıyor The Good, The Bad and The Queen.
İsminden de anlaşılacağı üzere İngilizlik fışkırıyor, ama Blur'den ya da Clash'ten gördüğünüz Brit/İngilizlikten çok farklı. Parklife ile beraber bağırmak yerine (evet yaşlanıyoruz kabul edin), içinden piyano ayıklayacağınız History Song ile başlıyor albüm. Bence bir film müziği olması gereken 80's Life ile devam ediyor ve haliyle yılların akşamüstü buhranını yansıtıyor. Northern Whale adlı şarkı ise beni bayağı bir avlamış bulunuyor, umarım siz de o kurbanlardan biri olursunuz. Herculean adlı şarkılarını single olarak çıkarmışlar öncelikle, başarılı olacağız sinyali vermek için. Damon bey gene derinden gelen vokalleriyle hem ergenlik yıllarına hem de grubun yepyeni müzik alışkanlıklarıyla sıfır kilometre hislere taşıyor bizi.
Diyecek fazla birşey yok, güzel albüm olmuş, güzel bir kadrodan. Şarkıların geri kalanını Myspace'den inceleyebilmeniz mümkün. Gecikmiş bir incelemeyle karşınızda The Good, The Bad and The Queen.The Good, The Bad and The Queen - History Song
The Good, The Bad and The Queen - Herculean
MySpace
PitchforkMedia inceleme yazısı
12 Mart 2007
The Good, The Bad and The Queen
bıdıbıdı suninherhead @ 21:46
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
10 yorum:
Vasat Damon vasat. Mali Music de gereksizdi. Kaiser Chiefs son albüm de aptal işi.
Ben de katılıyorum..Damon Albarn iş güzarlığa başladı artık. Yani yüzeyselleşicem affedersiniz biliyorum bu bambaşka bir proje nitekim Gorillaz falan da öyleydi, karşılaştırmak elbet yanlış, ama yani nerede Out Of Time, nerede Coffee&TV. İç geçirdim resmen.
Ayrıca Kaiser Chiefs için çok uygun tespit. Teşekkür ederim :) Albümü iki kere baştan sona çevirmekte zorlandım. "You're my kind of guy cause I like your style and you sound as horrible as me" diye de durumu kendileri özetliyorlar dikkatinize..
Evet, , Out Of Time, 13, falan iyiydi. Gorillaz ise Super Furry Animals'ın karaoke hali. Damon bana bi anlam ifade etmiyor.
Gorillaz'ın arkasında Gnarls Barkley'deki adam var, onun emeği daha çok.
Kaiser Chiefs 10 sene önce yapılanın aynısını yapmış, bir farkla tabii: Zeka olmadan.
Arcade Fire, Brett Anderson, Patrick Wolf, Sarah Nixey albümlerini beğendim ben. Grinderman de tabii. Bloc Party de iyiydi.
Biliyorum, Beirut'u çok seviyorsunuz. E, o zaman Magnetic Fields hakkında ne düşünüyorsunuz? Dinlemediyseniz acele edin, harikadır.
Veee, son olarak, mesaj atmadan evvel çıkan şu kodlamıyı yok edin Allah aşkına. Her seferinde hata veriyor. Ben de 5 denemeden sonra kaçıyorum gerisin geriye...
rüya// "damon olduğunu bilmeden dinlesen severdin" konusuna spesifik olarak tgtbatq üzerinden değil ama genel olarak çok aşinayız. yani maalesef çoğu dinlediğimiz şey başka birşeylerin gölgesinde kalıyor. ya bir önceki albüm, ya başka bir müzisyen, ya da janr bariyerleri falan. karşılaştırmadan, başka birşeyler yokmuş gibi tekil düşünmek bu kadar çok bombardımana tutulduğumuz çağda zor. gerçi parçaları bütününden koparıp incelemek de doğal değil herhalde. ama yan etkisi olan önyargı meselesi fena işte. haklısın o konuda. kurtulmak zor, minimumda tutmaya çalışmak lazım.
ama bu damon'ı kurtarmaya yetmiyor hehe.
tacim//patrick wolf harika bir insan. yeni albüm de gene harika evet. "overture" son zamanların en iyi açılışı belki de. ayrıca senin tarafta yorumumu esirgediğim için kusura bakma ama PW yazın pek şahane. konusu açılmışken araya sokuşturiim
arcade fire benim için çok çok başka bir yerlerde. öyle ki hayatımı sayısız kez refere (uskidsknow??) ettiğim bir müzik yapıyorlar en azından benim için. neon bible yazısı konusunda bir haftadır tembellik yapıyorum. ama az kaldı yazıcam.
magnetic fields de hep bilgisayarın bir köşesinde "e şunları da bi ara dinlemek lazım" grubu oldu kaldı. kader. acele edicem.
ve son olarak kodlama meselesi. blogu açtığımız daha ikinci gününde otomatik spam commentleri gelmeye başladı bu word verification olmadığı için. herhalde ismimiz ingilizce olduğundan dolayı spam almak kolay oluyor. eğer blogger account'tunda sign in olarak dolanırsan etrafta mesaj iliştirmen baya basit. bu da şimdilik böyle kalsın :)
Bu grubun davulcusu Tony Allen'dan hiç bahsedilmemiş ama onu da atlamamak lazım, kendisi 70'lerin ünlü - hatta efsanevi afro-funk-jazz adamı Fela Kuti'nin davulcusuydu ve Allen da aslında yarı efsane bir adamdır, nevi şahsına münhasır bir davulcudur.
ah evet, onu atlamışız çok özür dileriz.
Gençler, gayret gösterin, arayı bu kadar açmayın. Dahi olmanız gerekmiyor, sadece içinizden geleni yapın. Kazanana baklava-börek yok neticede.
Güzel blog, değerinizi bilin, asılın. Okuyacak bir şeylerimiz olsun.
eh simdi damon albarn'ın vokaline aşina olanlar onun sesini duyunca mutlu olanlarla birlikte aynı görüşleri paylaşan insanlar görmek isterdim de... yanılmışım.. hemen de ticaretinden bahsedilmiş işin.. ne geregi var... Yeteri kadar indie insanlarsınız merak etmeyin façanız bozulmaz =) Damon albarn gibi bir tane daha sese sahip insan bulun ondan sonra bir daha düşünün... düşünmeye davet ediyorum =)
anonim bey sıkı bir tgtbatq hayranı bu arada : http://www.last.fm/user/Wkndr/
Önce The good,the bad... geldi,orta halli bir dönem albümü yaptı.Ama çok daha iyisi daha bir kaç ay önce çıktı(yani o kadar oldu mu)O da tartışmasız The Last Shadow Puppets.
elbet söyleyecek birşeyleriniz vardır