4 Ocak 2007

Mountaineer - When the Air is Bright They Shine

Bir tavşan olarak uskidsknow'da yazacağım ilk yazı bu. Aynı zamanda yeni yılın da ilk yazısının bu olmasının sadece cici bir tesadüf olduğuna kendimi sıkı sıkı inandırarak, Mountaineer'ın Type records dan çıkan When the Air is Bright They Shine (2006)ile başlıyorum.

Bir iki ay önce birkaç ayrı kanaldan (last.fm keşifleri, arkadaş tavsiyeleri, müzik bloglarının zorlayıcılığı gibi gibi..) uğradığım "yeni mp3" bombardımanı sırasında elde etmiştim bu albümü. Albüme başlarken, bir yandan googledan kimin nesidir bu Mountaineer araştırması yaparken;

Mountaineer - A Town Called Ivanhoe
Öncelikle sonbaharın en yoğun anlarından, yağmur ve pus ve grinin arasından bir anda güneşli, net ve ılık bir yaz sonuna nasıl geçtiğimi anlamadım.

Kendime gelebildiğimde Helios, Xela ve Deaf Center gibi genel anlamda elektronik, ambient eğilimleri barındıran "artist"lerin işlerini yayınlayan Type records'dan ben folk, indie pop ve en değişiği bossa nova tınısı içeren bir albüm beklemediğimi düşünüyordum.

Hayali bir sorguda buldum kendimi hemen:

-Bu bir şeyi andırıyor sana... neyi?
-Kings of Convenience!
-Başka? Bununla kurtulamazsın!
-Feist! Jose Gonzales! yeter dayanamıyorum!

İlk izlenimlerim kabaca bunlar oldu. Genel olarak cici ve çekici bir folk albümü olarak nitelendirmiş idim. Fakat zaman içinde albümü baştan aldıkça bundan daha fazlası olduğunu düşündüm:

Ustaca birleştirilmiş çok sayıda enstrümanların arasında genel olarak vokaller kısıtlı, baskıcı olmayan, enstrümanların tepesine tepesine binmeyen bir roldeler. Böylece albümün her şarkısı enstrümental olarak daha da kuvvetli bir şekilde ortaya çıkıyor. Genel olarak Henning Wandhoff ve Anna Bertermann'ın vokalleriyle (özellikle Leave It All Behind ve A Town Called Ivanhoe'da) şarkılara olan katkıları göz ardı edilemeyecek kadar olsa da, her bir şarkının "enstrümental kısmı" için özenle uğraşılmış.
Mountaineer - Leave it All Behind
Bir de albümdeki nispeten az tahmin edilebilirlik hoşuma gitti. Albüm ilerledikçe genel olarak aynı şey yine sıkıntısına girmedim, mesela ayrı ayrı A Town Called Ivanhoe - Morning Mist - Company üçlüsü şimdi bu durumu daha da sivri anlatan bir grup şarkı olarak belirdi kafamda. Bu da temel olarak bir yandan da üstteki enstrüman meselesiyle bağlantılı. Tek bir formülle yetinmiyor Mountaineer bu albümde.
Mountaineer - Morning Mist
Ayrıca bunların ötesinde Henning Wandhoff ve Anna Bertermann'ın alçak, hafif pürüzlü vokallerinin kulağıma harika geldiğini söyleyebilirim, sadece bu ikiliye seslerinin ne kadar güzel olduğunun kendilerine söylenmesinden sıkılırlar diye umuyorum. Aslında bir de ikiyol'un aşağıda bahsettiği düet konusuyla tam doğrudan alakalı olup olmadığından emin olamasam da birçok şarkıyı bu albümden o yazının ek bir örneği olarak gösterebilirim.

Albüm boyunca tek bir formülle yetinmeyen, genel olarak atmosferik olarak değişik izlenimler kazandırmayı deneyen, bir yandan da şarkılarını teker teker anlatmak için fazla zorlamayacağım, herkesin kendisinin tecrübe etmesini tercih edeceğim iyi bir iş bence When the Air is Bright They Shine. Bilinçli olarak yaz sonunun dışına çıkmayan bu albüme herkes davetli.

Ya unuttum başta bir de.. geç de olsa mutlu yıllar!

Şu da var ek olarak:

Official site

4 yorum:

şahin. demiş ki..

bu tür sıcak yumuşak şarkıların iskandinavyadan çıkmasına daha yeni yeni alışırken bu kez mikrofonda almanları görmek baya şaşırttı beni açıkçası.

hoşgeldin bu arada :)

suninherhead demiş ki..

velkam kuzu sarması

contemporary british society demiş ki..

Ya o almanlar arada bir çok acayip insanlar ortaya çıkarıyorlar. Ben de şaşırdım.
Bir de hoşbulduuuk.

durusoy demiş ki..

bir de mountaineer ismi çok kötü değil mi... ben dağcılar demek istiyorum..aman ormancı demek istiyorum...kolcular diyorum...ama güzel şarkı ivanhoe....insanın yazdığı bir şeye commentlerin gelmesi ne güzel di mi evet evet:)